Sinekli Hikaye - 2 

- Hey dikkat et kızım, elin amma da ağır… Sevdik seni takıldık peşine… Ağzımız açık seni dinliyoruz diye, ansızın vurup pestile çevirme... Hem neden sağ gösterip sol vuruyorsun? Buna şike derler, şike…...vızvızvız 

Korku otelinin 3. katında… 2 yataklı odanın aralık banyo kapısından görünen bir çift çıplak bacak…Bacakların sahibi kapının arkasında  küvetin kenarına oturmuş... Resim defterini dizlerinin üzerine koymuş. Yüzünde ciddi bir ifade ile küvetteki kadının resmini çiziyor... Küvetteki kadın durmadan söyleniyor. Kara binanın yaşayan tek kara sineği, konuşulanları anlamasa da,  kulaklarını açmış dinliyor. O…hiç bilmediği bu lisanı öğrenmekte kararlı. 

- Tanrım! Bu saçmalıktan ne zaman vazgeçeceksin…sıkıldım…üşüdüm... Çıkmak istiyorum…git başımdan Mine. Ya, bak şimdi avaz avaz bağıracağım… Nereden çıktı bu resim hevesi? 

- Ben hep resim yapmaz mıydım Aboş aşkolsun? 

- Ya, evet resim yapardın...yapardın tabii… Posta kartlarını kopyalardın… Ne olduğu anlaşılmayan şaheserlerin vardı…ama hiç canlı model diye tutturmamıştın! 

- Eh, tarzımı değiştirdim… Ne yapalım, gerçek sanatımı göstermenin zamanı gelmiş demek ki. 

- Mine…sana vazgeç ve şu banyodan çık diyorum... Beni duyuyor musun? 

- Yüzünü asma Aboş... Bak, seni  yaşlı bir kadın olarak çizerim sonra haberin olsun! 

- Umurumdu sanki...istersen pamuk prensesin cadısı olarak çiz. 

- Ne dedin sen…bir daha söyle bakayım Aboş.. 

- Pamuk Prensesin cadısı, dedim ne olmuş…ne var bunda? Neden panikledin ki? 

- Paniklemedim Aboş. Sadece şaşırdım…biliyor musun…biriyle bir sohbette…ben Pamuk Prensesin cadısıydım... Beni denize atacaktı çirkin olduğum için…sonra vazgeçti...acıdı bana… Yaşamama izin verdi. 

- Eh Allah razı olsun. Sayesinde kardeşimiz hayatta kalmış…kim bu psikopat desem… Cevap verir misin, yoksa…ben tahmin mi edeyim? 

- Sen tahmin et Aboş.. 

- Evet…söz dönüp dolaşıp…klavyenin tuşlarına geliyor galiba ha? 

- Hayır Aboş…klavyenin tuşlarına gelmiyor… Boşa geçmiş yıllara geliyor söz.. 

- Dam üstünde saksağan…vur beline…kazmayı. 

- Bilemediniz doktor hanım…ona…öyle denmez … Çat burada çat kapı arkasında denir… Hem 
kapı arkasında neler olur bilir misin Aboş, ya masa altında olabilecekleri hayal edebilir misin? 
Peki, ya soyunmadan seks yapmak konusunda bir fikrin var mı…ya da gofret konusunda ihtisasın var mı 
hadi söyle gofretler kaça ayrılır? 

- Git başımdan manyak…şimdi avazım çıktığı kadar bağıracağım….imdat! Mine…bak kızım… Ben psikolog değilim…bunu biliyorsun… Ben psikiyatristim…tamam mı? Şimdi git başımdan. 

- Tamam Aboş gidiyorum…ama sana bir dost tavsiyesi… Biraz spor yap…kalçaların düşmeye, göğüslerin sarkmaya başladı; haberin olsun yaşlanıyorsun. 

- Tabii canım…ben yaşlanıyorum…sen çiçeği burnunda gonca gülsün değil mi ? 

- Hayır Aboş…öyle olmadığımı biliyorum. 

- Madem biliyorsun… O halde! 

- Evet Aboş devam et… 

- Tanrım… O halde…kendinden genç adamla gofret yarışına çıkmanın alemi ne söyler misin? 

- Bunu nereden biliyorsun Aboş? 

- Sayfasında yazıyor. 

- Yani Aboş…onun sayfasını inceledi…öyle mi? 

- Aylar önce incelemiştim…sakıncası mı var ? 

- Hayır...hiçbir sakıncası yok…ama söyler misin, bu yüzden mi tavır alıyor ve hiç bir şey yokmuş gibi davranıyorsunuz? 

- Pek öyle sayılmaz, ama evet tasvip etmiyorum. Hem de hiç… Ben bu konuda kesin yargılıyımdır bilirsin…erkek en az… 

- Tamam tamam, en az 5 yaş büyük olmalı… Bitti mi, ben  bahçede yürüyüşe çıkıyorum bay. 

- Gitme…kendin kaşındın dinle… Yanlış yapmanı istemiyorum…hata ediyorsun…hem gerçekten sana değer niteliklerde biri olsaydı…sanal sevgili bulmasına gerek kalmadan kızlar onu kapışırdı…Bugüne kadar bekar kalamazdı. 

- Aboş sana hatırlatırım ki…ben de senin abarttığın değerlere gerçekten sahip olsaydım…bu yaşta evde kalmış bir kız olarak ortalıkta dolaşıp, sanal bir sevgili edinmezdim… 

- Hadi oradan manyak…sen aklından çekiyorsun kızım…. 

- Sağol Aboş… İşte o da aynen benim gibi aklından çekiyor…çok merak ettiysen  söyleyeyim… Biz bok boku kenefte bulduk ve halimizden çok memnunuz, tamam mı? İtirazın varsa söyle…söyle de şu şampuanın tamamını başından aşağı geçireyim 

- Yapamazsın! 

- Yapabilirim bilirsin, ama yapmam…onun yerine kalçana bir çimçim atmayı tercih ederim...koca popolu...koca popolu… 

- Allahım! Sen ne zaman büyümeyi planlıyorsun söyler misin? 

- Eh, artık…çocuğumla beraber büyürüz sanıyorum… Yaniiiii tam dokuz ay sonra büyümeye başlayabilirim…yani öyle sanıyorum… 

- Ne dedin sen…ne dedin? 

- Dolaşmaya çıkıyoruz dedim Aboş…bebeğim ve ben... Hoşçakal!.. 

            Kara binanın, kara gövdeli, yaşayan tek sineği sevinçle kanatlarını çırptı…tamam işte dedi…yaşasın bu dili öğreniyorum.. Bebek dedi beybi..bebe…biliyorum…yaşasın öğreniyorum. Sonra hızla uçtu, gözlüklü kadının çantasının açık ağzından içeriye kondu. Tam o sırada kocaman bir kapak üstüne kapatıldı ve kilit tıkladı. Önce panikledi şişko sinek…sonra sinirlendi ve bağırdı var gücüyle: 

- HİÇ KİMSE... ÖZGÜRLÜĞÜNÜN KISITLANMASINI İSTEMEZ… BEN DE İSTEMEM…SİNEK OLSAM BİLE…